7 Kasım 2015 Cumartesi

Kuzum İki Yaşında

Uzun zamandır yoktum ortalarda... Önce bunun sebebini anlatayım. 

Annelik his işidir. Buna hep inandım. Zorda kaldığımda hep hislerime güvendim. Çünkü akıl bir yere kadar götürüyor. 

Yaklaşık iki ay önce Azra'ya bir şeyler olmaya başladı. Önce hırçınlaştı. Evde bir şeyleri döküp saçmaya ve zarar vermeye başladı. Her şeye ağlar oldu. Sonra altına çiş kaçırmaya başladı. Kaka problemimiz zaten vardı, onu abarttı ve bir hafta kakasını yapmamaya başladı. Başta kafam karıştı. Yahu noldu şimdi bu çocuğa? Döküp saçma olayları öyle bir hale geldi ki orayı burayı temizlemekten başka hiçbir şey yapamaz oldum! Sürekli kendi kendime söylenip söylenip evde dolanıyordum. Kafam yerinde değildi. 

Çiş kaçırma durumu bir kaç gün içinde arttı. Neredeyse her çişini altına yapıyor, tuvalete götürmek istediğimde reddediyordu. Ben hala anlayamamıştım sebebini. Acaba idrar yollarında mı sıkıntı var? Acaba iki yaş sendromunu mu abarttı bu kız? Acaba karakteri böyle hırçın mı olacak? Benim tepkilerimi mi deniyor? gibi sorular kafamda dönüyordu. 

Bir gün ben mutfağı toparlarken birden "anne" dedi. Döndüm baktım. Efendim kızım dememe kalmadı gözümün içine bakarak yere çömeldi ve çişini yaptı. Ben öyle kaldım. Bir anda başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Bu bir işaretti! İçinde bir yerde bir sorun vardı! Onda değil bende bir hata vardı! Ben bir şeyleri gözden kaçırıyordum ve Azra bana bunu anlatmaya çalışıyordu. Bu çok net bir "işaret" idi.

Sakince Azrayı yıkadım, üstünü giydirdim, yerleri temizledim. Azrayı öğlen uykusuna yatırdım. Yatağa uzandım ve olan biteni kafamda canlandırmaya başladım. Ben ne yapıyordum, Azra ne yapıyordu! Kendi hislerimi, düşüncelerimi gözden geçirmeye başladım. Birden bire şunu fark ettim. Ben Azra ile gerçekten ilgilenmiyorum. Nasıl yani? Yani evet Azra'nın yanındayım, oyun oynuyorum ama kafamda bugün bloğa ne yazsam düşüncesi var. Evet Azra ileyim ama beş dakikada bir İnstagrama göz atıyorum. Tuvalete gidiyorum elimde telefon. Yemek yapıyorum arada bir telefona bakıyorum. Azra uyusa hemen bilgisayarın başındayım. Sürekli yeni bir şey araştırıyorum. Oyun oynuyoruz, resim çekmeye çabalıyorum. Elimde sürekli ya kamera var ya telefon!!!

Bunları düşününce dehşete kapıldım! Zaten zamanımızın çoğu ev işleri ve yemekle geçiyor kalanınıda ben bilgisayar ve telefon başında mı geçiriyorum? Evet oyun oynuyoruz ama kız anlamıyor mu kafamın yerinde olmadığını? Öyle bir hissediyor ki beni, öyle bir etkileniyor ki!

Anında telefonu elime aldım İnstagramı sildim, Facebook'u sildim, Messenger'i sildim. Bir süre blogdan da uzak durma kararı aldım! Kızıma odaklanacaktım. Eskisi gibi. Onunla zaman geçirirken başka hiç bir şey düşünmeyecektim! Onun isteklerini ve ihtiyaçlarını ertelemeyecektim. 

Tüm programları telefondan sildikten yaklaşık bir saat sonra şunu fark ettim ki elim sürekli telefona gidiyor! Ne kadar doğru bir karar verdiğimi anlamaya başladım! Ve abartmıyorum ertesi gün Azra o kadar sakin bir çocuk oldu ki inanamazsınız! Bir günde çocuk çiş olayını kesti. Eşyalara zarar vermekten vazgeçti. Sadece bir günde çocuk kendine geldi. 

Evet sosyal medya çok cazibeli. Güzel şeyler öğreniyorum, değişik kişilerin hayatlarını takip ediyorum,  kendi yaşadıklarımı paylaşıyorum! Ama hayat akıp gidiyor! Kim ne yapmış derken dibimdeki küçük kızımın neler yaptığını fark edemiyorum. Gölgemde büyüyen küçük tohumumun ihtiyaçlarını göz ardı ediyorum. Onun yeşerip filizlenmesi için yemek su kadar önemli bir etken daha var, "anne sevgisi ve ilgisi". Eğer ondan "ben"i çalarsam ona haksızlıkların en büyüğünü yapmış olmaz mıyım? 

Yani sözün kısası kızım için bir süre inzivaya çekildim ve çok şükür şuan her şey yolunda! İnstagramı bir daha açmayacağım. Facebookda da çok sınırlı bir paylaşım içindeyim. Bloğa devam edeceğim çünkü burası hem kızım için ileride güzel bir hediye olacak, hem şuana kadar çok emeğim var hemde yazacaklarımı merak eden çok özel  takipçilerim var. Genelde gece uyumadan önce kendi zamanımdan çalıp yazacağım ama sanırım eskisi kadar aktif olamayabilirim. 

Bu arada yazımın başlığında bahsettim! Azra artık iki yaşında. Kendi istekleri, düşünceleri, kararları olan, biraz çılgın, bayağı komik, azcık atarlı, çokça sempatik, tatlı mı tatlı bir küçük hanımefendi oldu kendisi! 

Bloğa yazamadığım süreç içerisinde memeden kesildi (kendi kendine) ve kendi yatağında uyumaya başladı(şimdiye kadar benim yanımda yatıyordu). Ayrıca öğlen uykularını çoğunlukla uyumuyor. Öğlen uyuduğu zaman da gece yarısına kadar oturuyor. Yemek konusu artık çok ciddi bir şekilde gündemimizde. Şimdiye kadar hep anne sütüne sonsuz güvenen ben, çok bocalıyorum. Ne pişirsem diye her gün karaları bağlıyorum. Çok yemek seçiyor, saygı duymaya çalışıyorum ama bazen içimden "Bu tabak bitecekkk!" diye isyan etmek isteyen bir tarafım hortluyor! Şimdilik bastırıyorum kendisini :)

Ah benim minik kızım... Bir bilsen içimden sana doğru akan hisleri.. Hep her şeyin doğrusunu yapmaya çabalıyorum. Buna çabaladıkça daha çok hata yapıyorum. Bazen karamsarlığa kapılıyorum. Ben iyi bir anne değilim ağıtları yakıyorum. Senin hayatında hiç sıkıntı olmasın, hiç üzüntü olmasın diye uğraşıyorum. Ama biliyorum ki mükemmel anne diye bir şey yoktur ve sen de her insan gibi sıkıntı ve üzüntü yaşayacaksın! İçinde keşkelerin olacak, hayal kırıklıkların olacak. Bazen kendine kızacaksın, bazen diğer herkese...

Şunu bil ki meleğim, ne olursan ol annen hep yanında olacak. Seni yargılamadan, küçük düşürmeden, ezmeden, aşağılamadan, gözlerinin içine bakıp seni dinleyecek ve derdini anlamaya çalışacak! Allah nefes verdiği sürece istediğin an elimi tutabilir istediğinde bırakabilir, zamanı geldiğinde çok uzaklara gidip, başın sıkışınca koynuma girebilirsin! Hayatta en büyük isteğim; Allah senin ruhunu kim olarak yarattıysa öyle kalabilmen... Kimsenin (ben ve baban da dahil) o eşsiz ruhunu değiştirmesine izin verme!!!

Seni çok seviyoruz meleğim...



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

7 yorum:

  1. öncelikle acaba bu gün yazmış mı diye kontrol ederken yazdığını görünce inanılmaz bi mutluluk hissettim :):) ardından güzel yazını okudum ama ilk defa ters düştüğümüz noktalar olduğunu gördüm mesela "hep herşeyin doğrusunu yapmaya çabalıyorum buna çabaladıkça daha çok hata yapıyorum" cümlene katılmıyorum.. herşeyin doğrusunu yapmaya çalışırken yapabileceğin en büyük hata doğruları eksik yapmak olur ... buda hiç doğru birşey yapmayıp hata yapmaktan iyidir..bu konuda asla güvenini kaybetme diğer bi cümle ise "biliyorum ki mükemmel anne diye bir şey yoktur" cümlen.. sen belki mükemmel bir anne ile tanışmamış olabilirsin ama ben çok yakınımda çok çok mükemmel bir anne tanıyorum istersen adını vereyim tanışırsın ÖZLEM TURAN!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel düşüncelerin için çok teşekkür ederim canım benim. Annelik sürekli bir vicdan muhasebesi demek bence. Yaptığın veya yapmadığın her şey için vicdanını bir yokluyorsun. Tüm yazdıklarım bundandır :)

      Sil
  2. Ne kadar ihtiyacım varmis hatalarimin yüzüme yüzüme vurulmasina yureginize sağlık. .. beyza:-) neseli hobilerim

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Siz tuvalet eğitimini erken mi verdiniz acaba 2 yaşından sonra verilmiyor mu nasıl başardığı ben o kısma ciddi ilgi duydum tskler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Azra 19 aylıkken ogrendi. Bu konu ile ilgili bir yazım da var blogda. Bizimki biraz erken oldu ve ara ara cis kacirma durumları yasadık tabii. Şimdi 28 aylık ve cok şükür problemimiz yok. Çocuğu iyi takip etmek ve duyarlılık dönemini atlamamak gerek

      Sil
    2. Evet Azra 19 aylıkken ogrendi. Bu konu ile ilgili bir yazım da var blogda. Bizimki biraz erken oldu ve ara ara cis kacirma durumları yasadık tabii. Şimdi 28 aylık ve cok şükür problemimiz yok. Çocuğu iyi takip etmek ve duyarlılık dönemini atlamamak gerek

      Sil