30 Nisan 2014 Çarşamba

Bir Bebeğin İhtiyaçları

Ben hamileyken bu konuyu çok araştırdım. Bir çok listeyle karşılaştım. Markaları araştırdım. Çok abartmadan ama eksik de bırakmadan bir şeyler aldım. Fakat kızım doğduktan sonra almam gerekirken almadığım ve aldığım fakat kullanmadığım şeyler olduğunu gördüm. Yani ne kadar çabalasam da hatalarım oldu. Bebeğim kış bebeği olduğundan çok fazla dışarı da çıkmadım. İlk 3 ay aldıklarımla yetinmek zorunda kaldım ve iyi ki hamileyken bir şeyler almışım dedim. Bence hamileyken yapılacak en önemli şeylerden biri iyice kilo almadan gerekli araştırmayı yapıp, alışverişi tamamlamak. 
Gelelim ihtiyaç listemize.
Kıyafetler
Hastane çıkışı: Öncelikle en az 2 takım battaniyeli hastane çıkışı şart. Daha fazlası olursa da güzel olur. Özellikle bebeğin çamaşırlarını makinede yıkayacaksanız fazla fazla alın derim. Bir anda giyecek bir şeyi kalmayabilir :) Benim bebeğim küçüktü ve ben hastane çıkışlarını 3 aylık olana kadar kullandım. 0-3 aylık olanları da 4 aya kadar giydirdim. Bence marka çok önemli değil, kumaşına bakarak seçebilirsiniz.
Zıbın Takımı: Hastane çıkışı çok almadıysanız genellikle 5'li satılan zıbın takımlarından alabilirsiniz. Fakat ben zıbın takımı yerine daha çok alt üst eşofman takımı aldım ve daha severek kullandım. 
Çıtçıtlı badi: Bunlar çok lazım oluyor, bol bol alın pişman olmazsınız. Ben uzun kolluları da kullandım, kısa kolluları da. Zıbın giydirmeye gerek olmuyor, göbeği düşmeden de bunları giydirebilirsiniz. Önemli olan üzerinde sert baskılar ve içinde etiketler olmaması.
Tulum: Ben çok kullandım. Özellikle ayaklı tulumları. Ama bunları büyük almakta fayda var. Boyları bir anda kısalabiliyor. Bir de ben içinden eşofman altı da giydiriyordum kışın, bazen altını açmak zor olabiliyor. Göz önünde bulundurmakta fayda var. Tulumların en güzel yanı bebeği tutarken ikide bir kıyafetleri aşağı çekiştirmek zorunda kalmıyorsunuz ve çok şirin duruyor. Ayaksız tulumları tavsiye etmiyorum çünkü bacak kısımları yukarı doğru çıkıyor ve kötü duruyor.
Tek üst ve tek alt: Eğer çok takım almamışsanız tek üst veya tek alt olarak alabilirsiniz. Benim bebeğim çok kustuğu için ben tek üstleri çok kullandım.
Çorap ve patik: İnce ve kalın çoraplardan toplam 8-9 tane gerekiyor. Patikli altların içinden de giydiriliyor.
Önlük: Benim en çok sıkıntı yaşadığım konuydu. Çünkü takımların önlükleri dışında önlük almamıştım. Kızım çok kustuğu ve salyalı bir bebek olduğu için neredeyse her dışarı çıktığımda 2-3 tane önlük aldım. Şuan yaklaşık 20 tane önlüğü var :) Anca yetti. Önlüklerin suyu çekecek yapıda ve kalın olmasına dikkat etmek gerekiyor.
Şapka: Banyodan banyoya kullandım. Takımların şapkaları yetti.
Ağız Mendili: 2 paket(12 adet) almıştım, ilk aylarda çok kullandım. Artık önlükler yetiyor.
Hırka, yelek: Ben sadece bir tane penye yelek almıştım fakat fazlasıyla harika örgü yelek ve hırka geldi. Öyle her uykudan kalktığında yeleğini giydiren bir anne değilim dolayısıyla çok kullanmadım. Ama yinede dolapta bulunmalı.
Eldiven: Elleri hep soğuk olduğu için (biraz da çevre baskısıyla) 40 gün civarında giydirdim. Özellikle tırnaklarını kesemediğimiz ilk günlerde çok gerekli. Neredeyse bütün takımlarda eldiven oluyor fakat eğer ayrıca eldiven alacaksanız bilek kısmındaki lastiklere dikkat edin. Elinden çıkmayacak kadar dar fakat bileğini sıkmayacak kadar geniş olmalı.
Elbise, külotlu çorap: 3 aydan sonra giydirmeye başladım. Çok gerekli değil, zaten mutlaka hediye olarak geliyor.
Mont: Montunu anneannesi almıştı. 3 aydan sonra giydirdim. İlk zamanlar çok gerek olmuyor.
Battaniye: Bol bol, inceli kalınlı alın. İlk 3 ay çok lazım oldu, çok kirleniyordu, yetiştiremiyordum.

Bebek Odası
Bebek odası takımı: İyi ki almışım dediklerimden. O kadar çok ıvır zıvırı var ki hanımefendinin, odası olmasaydı ne yapardım bilmiyorum. Oda takımımızda 3 kapılı dolap, 4 çekmeceli şifoniyer ve büyüyebilen sallanan beşik var. Hepsinden çok memnunum. Özellikle beşiğin sallanması çok işime yarıyor. Küçük mıkırdanmaların uyanmaya dönüşmemesi için  ideal.
Alt değiştirme ünitesi: Almadım, sanırım alsam da kullanamazdım. Özellikle kızım hareketlenmeye başladıktan sonra yatakta bile zor zapt eder oldum.
Uyku Seti: Aldım ama sadece çarşafını ve kirli sepetini kullandım. Kızım hala dönmediği için kenar koruyucularını kullanmadım, ileride de kullanmam diye düşünüyorum çünkü yatağın içini çok daraltıyor. Yorganı yeni kullanmaya başladım çünkü ilk zamanlar önerilmiyor.
Yan yatma yastığı: Aldım ama 2 defa kullandım. Gereksiz olduğunu düşünüyorum. Sırt üstü yatırıp kafasını yan çevirince boğulma tehlikesi olmuyor. Ama kullanıp çok memnun olan tanıdıklarım var.
Bebek yastığı: Bu da kullanamadıklarımdan. 1 yaşına kadar yastık kullanılması önerilmiyor.
Sıcaklık ve nem ölçer: Ben kullanıyorum, ama sadece ev kaç dereceymiş diye, meraktan:)
Soğuk Buhar Makinesi: Gereksiz. Islak havluyu kaloriferin üzerine koymak yetiyor.
Bebefon: Büyük bir evde yaşamadığım için gerek duymadım. Zaten ağlayınca üst kat komşum bile duyup iniyor :)

Banyo ve Bakım
Küvet ve Kova: Çok pahalı şeyler almaya gerek yok. Küvet ayağına hiç gerek yok. Basit bir küvet, kova ve maşrapa iş görür. Ben son iki haftadır kucağımda yıkadığım için, küvetimiz ve kovamız şimdilik sadece yer kaplıyor.
Küvet Filesi: Ben file aldım fakat kullanamadım, küvetin içine su doldurarak yıkamak daha kolayıma geldi.
Mermerşahi tülbent: Bloglarda okuyarak aldım. Gerçekten işe yarıyor. Havluya sarmadan önce tülbente sarıp ıslaklığını alıyorum, sonra havluya sarıp tekrar kuruluyorum. Böylece havlu çok ıslanıp üşümesine sebep olmuyor.
Şampuan: Yine okuyarak karar verdiğim Sebamed bebek şampuanını aldım, memnunum. Vücudu için ise en sevdiğim Chicco'nun Vücut Şampuanı. Kokusu harika.
Banyo Süngeri: Ben kullanmıyorum. Yumuşak bir lifle veya elimle yıkıyorum.
Banyo Termometresi: Gereksiz. Bizim alından ateş ölçer derecemiz suyu da ölçebiliyor ama bir iki deneme dışında hiç kullanmadım. En iyisi dirsek ölçümü.
Havlu, Bornoz: 2 başlıklı havlumuz bir de bornozumuz var. Havlu daha kullanışlı oluyor. Ama en az iki tane olmalı. Aniden kirlenebiliyor.
Tırnak Makası: Ben çıtçıtlılardan kullanıyorum. Memnunum.
Fırça, Tarak: Bebek için olan setlerden gerekli. Ben fırçasını değilde  daha çok tarağını kullandım.
Burun Aspiratörü: Otribebe aldım ama pek kullanmadım. Serum fizyolojikler yeterli oluyor.
Bebek Yağı: Her banyo sonrası vücuduna yapılan masaja bayılıyor kızım. İlk aylarda zeytinyağı sürmüştüm artık bebe yağı kullanıyorum.
Bebek Bakım Örtüsü: Yumuşak dolgulu yastıklı olanlardan bahsetmiyorum. Teyzemiz öylesinden aldı bize ama hiç kullanmadık. Kirlenince atılan, paket halinde satılanlardan kesinlikle ama kesinlikle lazım. Benim için resmen hayat kurtarıcı oldu çünkü kızım hala çişini kakasını altı açıkken yapmayı seviyor. Bir kaç markanın alt açma örtüsü var ama ben en çok Canbebe kullandım.
Islak Mendil: Eğer zorda kalırsam iyilerinden kullanıyorum. Evde sadece pamuk ve su yetiyor.
Pişik Kremi: İyi bir pişik kremi şart. Ben Popolin'den çok memnunum.
Alından Ateş Ölçer: Kesinlikle gerekli ve harika bir ürün. Bebek uyurken 1 saniye içinde ateşini ölçebiliyorsunuz. Suyu, mamayı da ölçebiliyor ama ben kullanmadım.
Sabun Tozu: Kızımın çamaşırları için ilk olarak Dalin kullandım ama şuan Dalan Roxy kullanıyorum, gayet memnunum.
Yumuşatıcı: Kullanmadım.

Bebek Taşıma
Bebek Arabası: Sanırım bebek alışverişinde beni en çok uğraştıran konu bebek arabası oldu. O kadar çok model var ki, 2 ay araştırdım. İlk aldığım ürün de bebek arabasıydı :) Ama sonuç olarak çok memnunum.
Bebek arabası alırken kişisel tercihler ve yaşam şartları önemli. Eğer büyük bir araba bagajınız, güçlü kollarınız ve maddi imkanlarınız varsa, büyük tekerlekli ve görünce benim bile binip gezmek istediğim arabalardan alabilirsiniz. Ben çok para vermeden kaliteli, hafif ve doğumdan itibaren kullanılabilecek bir araba almak istedim. Çok modele baktım, inceledim ve Chicco Lite Way aldım. Çok memnunum. Hem hafif, hem katlanınca çok küçük oluyor, yağmurluğu ve polarlı tulumu var. Bu arabanın bir de oto koltuğu ile kullanılabilineni var ama o zaman arabamız olmadığı için onu almadık.
Oto Koltuğu: Arabanız varsa oto koltuğu şart. Biz arabamızı yeni aldık ve kızımız 6 aylık. Dolayısıyla küçük oto koltuklarından değil de normal koltuk gibi olanlardan almayı düşünüyoruz. Şuan araştırmalarını yapıyorum. Aldığım zaman hangisini neden aldığımı yazacağım.
Sling: Kesinlikle keşke alsaydım dediklerimden. İlk üç ay kızım resmen vücuduma yapışık yaşadı. Hiç bir iş yapamıyordum. Sling bu konuda çok işe yarıyormuş ama ben biraz geç keşfettim ve gerek yok diye almadım. Onun yerine evde t-shirtleri kullanarak kendi slingimi yaptım:) Ama kıza bir zarar veririm diye çok kullanmadım. Bir daha hamile kaldığımda ilk işim bir sling edinmek olacak.
Kanguru: Ben kızım 5 aylıkken aldım ama memnunum. Kısa yerlere giderken yada arabasıyla otobüse binmem gereken durumlarda kullandım. Gayet kullanışlı ve kızım çok seviyor.
Yürüteç: Kızıma yeni aldım, çok sevdi. Örtüyü çekip fillerimi düşürerek ilk yaramazlığını bile yaptı :) Şart değil ama alınabilir.

Beslenme ve Emzik
Biberon: Bir tane Nuk marka cam biberon aldım, iki tane de hediye geldi. Daha sadece bir kere deneme amaçlı kullandım. Ama ne olur ne olmaz evde bir kaç tane bulunması gerekir.
Emzik: Hamileyken ne olur ne olmaz diye Nuk marka silikon ve damaklı olanlardan bir tane aldım.2 ay inat ettim vermedim. İki aylıkken verdim ve iyi ki vermişim diyorum. Çok kurtarıcı oluyor ve memeden soğuma gibi bir durum olmuyor. Acıktığında zaten imkanı yok emziği ağzına almıyor.
Emzik Tutacağı ve Emzik Kutusu: Dışarıdayken çok lazım oluyor. Birer tane edinmekte fayda var.
Sterilizatör: Almadım, kaynatmayı tercih ediyorum.
Biberon fırçası: Almadım, içine ince bir tülbent parçası atıp çalkalıyorum, yeterli oluyor.
Biberon Isıtıcısı: Bence gereksiz. Benmari usulü ısıtmak en iyisi.
Mama Sandalyesi: Kızım 5 aylıkken aldım. Kesinlikle gerekli, iyi ki almışım. Aldığım ürün Baby Max Loco mama sandalyesi. Çift tepsili olması, sırtının yatması ve yüksekliğinin ayarlanması gibi özellikleri var. Biz yemek yerken kızımız da bizimle sofrada oturuyor ve çok mutlu oluyor.
Mama Kaşığı: Uçları yumuşak olanlardan aldım çok kullanışlı bir ürün. Yemek yemese bile vitamin damlalarını verirken gerekli oluyor.

Aklıma gelen ihtiyaçlar bu kadar. Ne kadar çok şey varmış :) Anne ihtiyaçlarını daha yazmadım bile. Bebek alışverişi yapacaklara Allah kolaylık versin :)


Devamını Oku »

26 Nisan 2014 Cumartesi

Keşif Kutuları

Kızım neredeyse 6 aylık oldu. Artık çevresinde olup biten her şeyle ilgileniyor. Yeni yeni oturmaya da başladı (tembel kızım daha dönmedi ama oturuyor). Oturuyor, oyuncakları eline alıp dakikalarca inceliyor. Sonra yemeye çalışıyor. Baktı yiyemiyor, yere vuruyor. En sonunda oyuncakla beraber devriliyor ve tabi ağlamaya başlıyor :) Birde aynı oyuncaklardan sıkılma durumu var. Her gün aynı oyuncağı verince oynamıyor cadı hanım. Bende değişimli veriyorum oyuncakları. Hepsini aynı anda önüne koymuyorum.

Kızımın dünyayı keşfetmeye başladığı bu günlerde ben de içimdeki yaratıcılığı keşfediyorum :) Sürekli kızıma oyuncak yapma planları içerisindeyim. Ama ev işiymiş, bebek bakımıymış derken fırsat bulup yapamıyorum. Dolabımın bir bölümü "bunu bir şeyde kullanabilirim" dediğim eşyalarla dolu. Dün artık dedim kolaydan başlayayım yoksa kafama tak edecek atacağım hepsini. Ve işte bu renkli kutular çıktı ortaya.


Aslında bu tarz kutulara ingilizce "sensory box" deniliyor. Türkçeye "duyusal kutu" olarak çevrilmiş.Ama ben bu tabiri beğenmedim ve adını "Keşif Kutuları" koydum :) Sadece kutu değil tabi bu duyusal oyuncakların bir çok çeşidini yapmışlar. Ben şimdilik kutularla başladım, diğerleri ile ilgilide planlarım var. Burada amaç çocuğun duyu organlarıyla hayatı tanımasına yardımcı olmak. Çocuğa yada bebeğe farklı kokular, tatlar, dokular, sesler ve renkler sunuyoruz. O da bunların keyfini çıkarıyor ve yeni şeyler deneyimliyor.

Gelelim kutularımızın yapımına. Gördüğünüz gibi son derece basit. Son yıllarda KPSS, DGS gibi sınavlara girenler bu kutuları çok iyi bilirler. Sınavda verilen kalem kutuları. Ben atmamışım 3 tanesini, bir işe yarar diye :) Kutuları güzelce yıkadım, kuruladım. Sonra içlerini, mercimek, mısır ve kuru kuşburnu oraleti ile doldurdum. Etraflarını şeffaf bant ile bantladım. Ve oldu :) 


Kızım kutuları çok sevdi.Hepsini tek tek aldı baktı. Bende ona yardımcı oldum ve sallayınca hepsinden farklı çıkan sesleri dinlettim. Uzun bir süre oyalandı. Sonra tabi fırlatıp atma aşamasına geçtik :) 
Bakalım bir sonrakinde dolabımdan neler çıkacak :)

Devamını Oku »

24 Nisan 2014 Perşembe

Annelik...

Ne zamandır ben de blog yazacağım diye ortalarda dolanıyordum. Bu güne kısmetmiş :) Acemi bir blogger ve acemi bir anne olarak ilk yazımla karşınızdayım. Aslında esas amacım kızımın ilerde bunları okuyup "Ah garip anam, çilekeş anam neler de yapmış benim için" demesidir. :) Şaka bir yana şuan 5,5 aylık olan prensesimin her anının kaydını tutmak istiyorum. Hamileliğimden bu yana tuttuğum günlüğümü artık halka açıyorum:)

Öncelikle ben kimim? Çok güzel bir çocukluk geçirmiş, çok anlayışlı ve sevgi dolu ebeveynleri,iki tane cadı kardeşi olan, üniversite okumuş, liseden beri aşık olduğu adamla evlenmiş, yüksek lisansını yarım bırakmış ve annesi gibi 25 yaşında kızını kucağına almış bir anneyim.


Hamile olduğum andan itibaren bebeğim için her şeyin en iyisini yapmak istedim. Bu yüzden sürekli araştırdım. Bir çok blog takip ettim. Kitaplar okudum. Videolar izledim. Tecrübeli annelere danıştım. Annemle konuştum. Kızımın odasını eşyalarını hazırladım. Hiç eksik bir şey bırakmadım.  Doğum yaklaştığında artık "ben hazırım" diyordum. Açıkçası kimseye söylemesem de içten içe " Herkes bebek bakmak zor diyor, ne var Allah aşkına. Amma da abartıyorlar. Yedir, altını temizle, uyut. Neymiş öyle saatlerce ayakta sallamak, ben alıştırırım onu yatırırım uyur. Öyle çok da ağlamaz benim bebeğim, sakin sakin büyüteceğim için o da sakin mutlu bir bebek olur" gibi şeyler düşünüyordum. (Kendimi rezil etmemek için diğer düşüncelerimi yazmıyorum:)) Taaki o küçücük meleğimi kollarıma alana kadar. 

Kızımı 1,5 saatlik bir sancı ve 1,5 ıkınma sonrasında doğurdum. Kolay bir doğumdu. Kızım acele edip 23 gün önce doğduğu için, bir de genetik olarak bana çekip minyon olduğu için 2550gr 49cm olarak doğdu. Onu ilk gördüğümde "Ne kadar küçük" diye düşündüm ve işte o anda nasıl büyüteceğim sorusu beynimin içinde dolanmaya başladı. Telaşlandım... Ve hala telaşlıyım... 

Bu gün kızım tam 5 ay 19 günlük. Bu süreç boyunca çok defa hastaneye gittik, üç gün hastanede yattık, bir defa zehirlendik,bir kere kafa üstü düştük, neredeyse her gün "Bu kıza ne oldu?" diye akla karayı seçtik, her yaptığımızı internetten araştırdık, en ufak sorunda karaları bağladık.Evet çok zorlanıyorum. Hiç bir şey tahmin ettiğim gibi gitmiyor. Asla yapmam dediğim her şeyi yaptım (ayakta sallamak daha doğrusu sallananılabilecek her yerde sallamak, emzik vermek, saç kurutma makinesi sesi dinletmek gibi). Bazen kendimi çok çaresiz hissettim. Bazen ağladım.Ama sorun bana "Hayatın boyunca yaşadığın en güzel duygu ne?" diye. Milyonlarca kere de sorsanız her seferinde tereddütsüz "ANNELİK" diyeceğim.

İşte blogumun adı böyle geldi aklıma. Evet bir kız çocuğu doğurdum, ama aslında bir anne de doğdu o sırada. Ben doğurdum ve büyütüyorum ikisini de.Tecrübelerimi benim gibi tecrübesiz annelerle, anne adaylarıyla ve okumak isteyen herkesle paylaşmak istiyorum. Umarım keyif alırsınız.







Devamını Oku »