22 Mayıs 2015 Cuma

Montessori İlhamlı Çocuk Odası

Montessori metodu ile ilgilenmeye başladığımda ilk değişikliği Azra'nın odasında yapmıştım. Aslında Azra'nın mobilyalarını aldığıma da çok pişman olmuştum. Montessori'nin gözüyle baktığımda görüyorum ki bebekler doğmadan alınan süslü püslü, kocaman mobilyalar, parmaklıklı beşikler bütün şatafat ve gösteriş sadece ebeveynler için. Çocuğun bunlardan elde ettiği hiç bir yarar yok, aksine hepsi gelişimi için engelleyici birer faktör. 

Velhasıl kelam bizde böyle mobilyalar almıştık. Ben de elimde olan eşyaları nasıl değerlendiririm diye düşünerek, derme çatma da olsa bir şeyler yapmaya başlamıştım. Tabii Azra büyüdükçe ihtiyaçları değişti ve odamız da değişti. Odanın eski halini şu yazımda görebilirsiniz.



Odanın şu an ki düzeninin detaylarına geçmeden önce bu konunun önemini açıklamak istiyorum. 

Yeni bebeği olup montessori yöntemini duymuş olan anneler bana soruyorlar; "Nereden başlamam gerek?" Cevabım hazır; hazırlanmış çevre oluşturdunuz mu? 

Bu konunun önemini Maria Montessori'nin kendi kitabı olan Motessori Metodu'ndan bir kaç cümleyle açıklarsam daha çok anlaşılacak sanırım "Çocuğun ruhsal yaşamı öylesine kaypaktır ki, doğal belirtileri elverişsiz bir çevrede ortadan silinip yerlerini bambaşka özelliklere bırakabilirler. Öyleyse belirli bir eğitim sistemi oluşturmadan önce, çocuğun doğal vergilerinin çiçeklenmesini destekleyecek elverişli bir çevre yaratmalıydık. Bunun için de engeller ortadan kaldırılmalıydı. Gelecekte girişilecek bütün eğitim çabalarının temeli ve kalkış noktası bu olmalıdır.
Bundan dolayı yapılacak ilk iş, çocuğun gerçek doğasını keşfetmek ve ona normal gelişiminde yardım etmek olmalıdır.
Bu çocuklarda normal özelliklerinin çiçeklenmesine rasgele elveren özel koşulları incelediğimizde aralarında bazılarının önemi gözümüze çarpacaktır. Bunların ilki, çocuklara sunulan ve içinde özgürce davranmalarına elveren çevrenin niteliğidir. O temiz, akpak sınıf, bebeler için ölçüle biçile yaptırılmış ufacık masaları, sıraları, sandalyeleriyle ve avludaki güneşli çimenleriyle, bu yoksul evlerden gelen çocuklar için kimbilir ne çekici olmuştu"
"Görüyoruz ki, bu çocukları sarmalayan özel çevre, elverişli bir çevreydi; başlarındaki öğretmen, alçakgönüllü ve çocuk halinden anlayan bir öğretmendi; önlerindeki araçlar, ihtiyaçlarına uygun araçlardı."

Yine aynı kitaptan montessori metodunun özetini yapan şu cümleler de önemli "Özet olarak, Montessori yönteminin ilkelerini kısaca şöyle sıralayabiliriz: Emici zihin ve işleyişi, gelişimdeki duyarlılık dönemleri, tekrarın önemi, önceden hazırlanmış bir çevrenin gerekliliği, çocuğu iç disipline yönelten bir özgürlük anlayışı, dikkatin yoğunlaşması, çalışma şevki ve sevinci, çocuğun toplumsal bir varlık olarak gelişmesi"

Hazırlanmış çevre çocuğun içerisinde bir sır gibi sakladığı benliğini ortaya çıkarabilmesi için en gerekli unsur. Tabii bu sadece oda hazırlamakla olmuyor. Davranış biçimimizi de değiştirmemiz gerekli. Çocuğa muhteşem bir çevre verip sonra başına geçip, "ayy onu elleme" "ah bak kırdın ama" "dur koşma" "şimdi onu değil bunu oynayalım" gibi direktifler verirseniz, o çevrenin hiç bir değeri kalmayacaktır.

İyi güzel de biz bu çevreyi nasıl oluşturacağız?

Tehlikelerden arındırılmış, çocuğa hitap eden, özgür hareket etmeye elverişli, temiz, düzenli, aydınlık ve ilham verici odalar oluşturmak aslında öyle düşündüğünüz gibi zor değil. İnternette araştırma yaptığımda öyle güzel odalar görmüştüm ki, açıkçası biraz moralim bozulmuştu. Önceden alınmış eşyalar ve kısıtlı bir bütçe ile böyle güzel bir oda yapamayacağım için üzülmüştüm. Fakat yılmadım ve şuan içime sinen bir odamız var. Tabii ki eksiklikleri var ama zamanla hepsi tamamlanır.


Bu odada Azra'nın kıyafetleri, kitapları, materyalleri, masası ve gündüzleri uyuduğu ve vakit geçirdiği yatağı var. Oyuncakların hepsini yan odaya taşıdık. 

Karşıdaki raflarda esas materyallerimiz duruyor. Haftanın temasına göre değiştiriyorum. Azra'nın ulaşamadığı üst raflar aslında olmaması gereken bir durum. Fakat elimde bu vardı :) Orada dergiler, çiçekler ve boyalar var. Azra boyaları yediği için maalesef  yukarıdalar.

Tek kapılı dolap bana ait. Bütün materyal üretim malzemelerim orada :)


Odanın kapıdan görünüşü böyle. Karşıdaki eski yatak evin en rahat yeri :) Azra bu odadayken ben çoğunlukla orada oturuyorum. Kitap okuyoruz, hoplayıp zıplıyoruz, uyuyoruz. Çok kullanışlı gerçekten... 

Masamız İkea'dan. Masanın üzerine Azra il Eylül Ada'nın yaptığı boyama çalışmasını üçgen üçgen keserek bir banner yaptım. Onun altına da bir çamaşır ipi asıp, üzerine minik mandallarla Azra'nın çalışmalarını astım.

Yatağın yanındaki küçük dolap, kaşık çatal kutusu aslında :) Onun içinde minik hayvanlar, parmak kuklalar ve ahşap küpler var. Üzerine ise yeni hazırladığım doğa sepetimiz var. Sepetin içinde kozalarlar, dallar, taşlar ve lamine ettiğim çiçekler var.


Dolabımızın ara rafında aktarma etkinlikleri var. Bunları değiştiriyorum sık sık. Dolabın birine Azra'nın ulaşabileceği boyda askılıklar yapıştırdım. Montunu, hırkasını buraya asıyoruz.
Azra'nın sıklıkla kullandığı kıyafetler hep alt çekmecelerde. Hepsinin yerini biliyor.
 En çok kullandığı kıyafetleri, bluzler, pantolonlar ve çoraplar şekline ayırdım. Seçip alması rahat oluyor. 
Dolap ile şifonyerin arasında ayna ve tarak var. Aslında daha çok şey koymuştum ama hepsini yok ediyor :) Bu kadarı yeterli :)

Temizlik köşesi ise en sevdiği. Bir şey dökünce hemen getiriyor gırgırı :) Vileda zaten hep elinde :)


Burası da oyun odamız :) Serbest oyun alanı, dolayısıyla her zaman böyle toplu durmuyor.


Köşe koltuğum ve orgum da bu odada. Gündüz çoğunlukla burada oturuyoruz. İkimiz de rahat ediyoruz :)

 İşte bizim odalarımız böyle... Şimdilik! Bir an kafama esiyor, her şey değişebiliyor :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder